Epifiz bezi beynimizin içinde, sağ ve sol beyin çizgisi üzerinde ve beynin tam ortasında bezelye büyüklüğünde yaklaşık 6,5 mm çapında, çam kozalağına benzeyen bir organımızdır. Bu benzerlikten dolayı da bilim adamları buna İngilizce’de çam kozalağı anlamına gelen “pineal gland” adını vermişlerdir. Bu küçücük endokrin bezi, uykuyu düzenleyip melatonin üretmekte ve vücuttaki en önemli serotonin kaynağıdır.
Beyinde her bölüm simetrik yapıdadır. Bu nedenle beyindeki tüm bölümlerden beyin içinde iki tane vardır, yani her şey çifttir. Epifiz bezinin ise beynin içinde başka bir benzeri yoktur. Bu nedenle de beyin içerisinde bağımsız çalışan bir organdır. Beynin parçası değildir. Epifiz bezi deniz seviyesinde aktif değildir. Daha çok yüksek rakımlı yerlerde ve uykuda, karanlıkta aktiftir. Bu nedenle pek çok dini mabetler ve tapınaklar çoğunlukla yüksek rakımlı yerlerde inşa edilmişlerdi. Sabaha karşı ya da gece ibadetinin önemi bu yüzden önemli olabilir.
Epifiz bezinin salgıladığı Melatonin, Serotonin ve DMT (Dimetiltriptamin) hormonlarının etkinlikleri bilindiğinde, bazı bilim adamlarınca bu bezi tam kapasite ile kullanmayı başaranların önsezilerinin çok daha güçleneceği iddia edilmiştir. Epifiz bezi aynı zamanda algı ile de ilgilidir.
Epifiz bezi bedenimizde bulunan enerji düzeyindeki 7 ana çakradan biri olan Agya çakra fonksiyonları ile ilgilidir. . Omurga dışında bulunması bu enerji merkezinin üst alemler ilgili bağlantıları da temsil eder. Sezgi, algı ve inanç sistemi üst çakralar ile ilgilidir. Zihinsel faaliyetler de epifiz bezi fonksiyonları ile 3.göz adı da verilen Agya Çakra ile birlikte çalışır.
Varlığımız bir bütündür. Fiziksel düzeyde epifiz bezinin sağlıklı çalışması için beslenme ve fiziksel şartların uygunluğu ile birlikte Yoga teknikleri ile enerjisel düzeyde Agya çakranın dengelenmesi, arınması zihinsel fonksiyonların verimli faaliyeti için yaşamsal önemi vardır.
Comentarios