Başkalarının hakkımdaki fikirlerini hep merak ederdim. Öğrendiğimde ise hayal kırıklığı yaşardım. Hiç olmadığım biri gibi gözüküyor olmak hoş değildi elbet ama bunu nasıl değiştireceğimi, olduğum gibi olmayı nasıl başaracağımı bilmezdim.
Tüm bu gerçeklerle yüzleşmek uzun bir zaman aldı. Kabul etmek ve serbest bırakmak kolay olmadı. Üzerinde çalıştım. Önce merak ettim. Kimdim ben? Ne severdim, ne beni sinirlendirirdi, sınırlarım nerede başlar, nerede biterdi bilmiyordum.
Yoga anları kendimle baş başa kaldığım yegane anlar. O matın üzerinde kendimi olduğum gibi görmek. Nefesimi, bedenimi, zihnimi keşfetmek en büyük macera. Bazen farkındalığımın düşük olduğu, zihnimin dışarılarda bir yerlerde gezinip durduğu anlar da oldu. Bazen hiç beklemediğim bir farkındalıkla odaklanarak gerçekleştirdiğim anlar da. O esnemeler, germeler, öne kapanmalar ve arkaya açılmalar duyu algılarımı geliştirerek duygusal farkındalığa sebep oldu. Duygularımı görünce onları daha kolay kontrol edebildim. Ardından düşünceler geldi. Konsantrasyon aşamasında, meditasyona geçiş yapacakken zihnime üşüşen alakasız düşüncelerle savaşmak ve onları göndermek yerine gözlemleyip kabul etmeyi seçtim. Yatıştı o zaman zihnim. Sakinleşti. Ve zihnimin suları durulduğunda kendimi gördüm. Orada usulca bekleyen, gören, dinleyen, tarafsız ve yargısız sadece olan. BEN! TANIK. Ne başı ne sonu olan. Sadece olan. Ebedi, ölümsüz. BEN!
Comments