Nefes alma ritmimiz sağlığımızın en önemli belirleyecilerindendir. Eğer hiç dikkat ettiyseniz hasta insanların sık sık ve kısa nefesler alıp verdiğini; hem fiziksel, hem de zihinsel olarak sağlıklı insanların ise daha uzun aralıklarla sakin nefes alıp verdiklerini farkedersiniz. Nefes alma ve verme işlemi gün boyunca farkındalığımızı vererek, kontrol altında tutabileceğimiz bir sistem değildir; Nefes alma ve verme işlemi Merkezi Sinir Sistemimiz tarafından, fiziksel bedenimizin kondisyonu ve zihinsel olarak bulunduğumuz duruma göre değişen, otomatik olarak gerçekleşen bir mekanizmadır. Nefes alma ritmimizi belirleyen çok fazla etken olduğu halde kısaca akciğer, solunum yolları, kalp rahatsızlıkları ve ideal beden üzerinde kiloya sahip olma ile stres kaynaklı oluşan anksiyete, panik atak ve depresyon belirtilerinin nefes alma ritmini bozduğunu söyleyebiliriz. Yani merkezi sinir sistemi dengede olmadığında nefesin ritmi de dengesini kaybeder. Yoga Felsefesi nefesin, zihnin aynası olduğunu söyleyerek, nefesin bedenimiz, zihnimiz ve ruhumuz arasındaki en kuvvetli ve hızlı köprü olduğunun üstünü çizer. Nefes, bedenimizde serbestçe dolaşabildiğinde, kendimizi sağlıklı ve hayat dolu hissederiz. Nefes engellendiğinde ise yorgunluk ve hastalıklar ortaya çıkar. Eskiden ne sakinleştirici haplar, ne de psikologlar vardı. Peki insanlarda psikosomatik rahatsızlıklar baş gösterdiğinde ne yapıyorlardı? İşte insanoğlu binlerce yıldır fiziksel, zihinsel ve ruhsal bedenlerinde dengeyi sağlamak ve korumak için Nefes Tekniklerini kullanmaktadır. Bu nefes teknikleri, çağımızda yeni uygulanmaya başlanmış olan bazı nefes terapi teknikleri değil, bunlar Kadim Nefes Teknikleridir. HAPPINESSLIHANYOGA çatısı altında sadece "Yoga ilmine dayalı Kadim Nefes Teknikleri" öğretilmektedir.
top of page
bottom of page
Comentários